Tezer Aktay
The Last of Us HBO
Naughty Dog ve Sony tarafından 2013 yılında satışa sunulan oyunun; HBO tarafından hazırlanan tv serisinin ilk bölümü yayınlandı.
Oyun ile birebir giden hikayede Joel, kızı Sarah ile birlikte ABD, Teksas'ta yaşamaktadır.
Tıpkı oyunda olduğu gibi dizinin de ilk bölümünde mantarın sebep olduğu saldırgan insanlar ve kaostan kaçmaya çalışan Joel, Sarah ve amca Toby’yi görüyoruz. Bu kargaşada bir asker tarafından vurulan Sarah Joel’in kolları arasında hayatını kaybediyor.
Jeneriğin ardından 20 sene sonra Boston’da otorite kontrolü altında (FEDRA) kaçakçılık yaparak hayatını sürdüren Joel ile devam ediyoruz. Burada yolu “kargo” olan Ellie ile kesişiyor Joel’in ve serüven başlıyor.
İlk bölümde bazı sahneler o kadar orjinaline sadık kalınarak hazırlanmış ki; saygı duymamak elde değil. Bakın üzerindeki gömleğin yapısından, yıpranmışlığından, renginden bahsetmiyorum. Bunlar zaten tutuyor. Şehirdeki kaostan kamyonet ile kaçma kısmı o kadar oyuna sadık ve akıcı işlenmiş ki, gerçekten oyundayım sanıp, dualschock’u almama ramak kaldı.
Jenerikten sonraki Boston sahnelerinde kırılmış ve ucundan demirleri çıkan asfaltlar, her oyunda olduğu gibi Last of Us’ta da içinden geçerek ilerlediğimiz devasa yuvarlak kanalizasyon boruları, renk tonları, hava, kasvet müthiş derecede oyun ile aynıydı.
İkinci bölümden ufak sızıntılar ise ilk bölüm yayınlandıktan bir saat sonra falan geldi zaten. “Ah be Joel. Bir pasta yediremeden öldürdün şu kızı” diye hayıflanırken biz anladık ki aslında hayatta kalmalarının sebebi buymuş.
İkinci bölümün adı “Infected”. Bu bölümde mantarın ne olduğu, nereden yayıldığı, nasıl bulaştığı soruları cevaplanacak ve tam bir saatlik bir bölüm. Pilot bölümde “Jakarta’da halk ayaklandı, nedeni belli olmayan bir kargaşa var” deniliyor. Mantar muhtemelen buradaki sağlıksız dev un fabrikası koşullarından dünyaya yayılıyor. Yine pilot bölümde kamyonet ile kaçış sahnesinde “mantarın şehirden yayıldığını söylüyorlar” deniyor. Yani şehirden bir yaş günü pastasını yemeyerek, sabah yumurta olmadığı için pankek yapamayarak, yan komşusunun elleri ile hazırladığı pohaçaları ve bisküvileri yemeyerek şans eseri hayatta kalıyor Joel, Sarah ve Tommy.
Veganların yüzü gülüyor yani anlayacağınız o gün.
Ve güzel haber ise ikinci bölümde ilk defa bir Clicker göreceğiz.
Pilot bölümde yağmurlu bir havada evde Ellie ile Joel Tess’i beklerken oyuna birebir sadık kalan HBO kim bilir Clicker’ı nasıl bir muhteşemlikte yapacak çok merak ediyorum. Bu arada internete tabi ki çoktan görseli hatta kısa bir de kesiti düşmüş ama asla bakmayacağım tabi ki.
Gelelim bu mantar işine. Oyunu bilmeden direkt diziye başlayan biri çok doğal olarak “ha virüs ha mantar ne olacak ki? Zombi zombidir” diyebilir tabi.
Cordyseps adında karıncaların beynine yerleşip onları ele geçiren bir mantar varmış bu dünyada. Yapımcılar bu mantardan ilham aldıklarını söylüyorlar The Last of Us temel hikayesinde. Bu Cordyseps fikrini pilot bölümün açılışında iki bilim adamının tartışması şeklinde işlemişler. Çok tadında olmuş bu flashback.
Virüsler seni ele geçirir, yer, bitirir ve öldürür. Mantarlar ise seni kullanır, minimumda tutar, ölmene izin vermez. Kontrol eder ve sahiplenir. Seni evleri yaparlar.
Tek merak konum ise oyunda bolca gaz maskeli sahnemiz var. Bu mantar ve partiküller orijinal hikayede hava yolu ile de bulaşıyor. Ama HBO seride pilot bölümden anladığımız kadarıyla burada öyle bir şey söz konusu değil. Bunu iptal mi ettiler? Ettilerse neden ettiler? Veya acaba önümüzdeki bölümlerde bir güncelleme mi gelecek? Mantarın evrim geçirmesi vb.
Serinin ilk bölümünün tek eleştiri alan yanı Ellie’nin asla oyunda ki Ellie’ye benzememesi fiziksel olarak. Tabi gençler de haklı. İnsan ister istemez soruyor, kırık asfaltı, üzerindeki gömleği, Sarah’ın kaos gecesi uykudan kalktığındaki tişörtü birebir yapan HBO biraz daha benzer bir Elli yapamadı mı fiziksel olarak?
Ben burada biraz böyle düşünmüyorum ya. Asla bir Teksas’lı gibi değil. Buram buram Manchester kokuyor Ellie görsel olarak farkındayım. Ama bizi hikayeye alması dış görünüşten ziyade, hissiyat, rol, jest ve mimik. O yüzden ben ona da en fazla iki bölüme ısınacağımızı düşünüyorum. Bunun için biraz flashback ve hikaye anlatımı gerektiğini düşünüyorum.
Joel 20 yıl önce kızını kaybedip kahroluyor. 20 yıl sonra spor ayakkabılı, kızı ile aynı yaşlardaki çocuğun cansız bedenini ateşe atıyor. Bu kadar karakteri kırılmışken, bu kadar hissizleşmişken Ellie ile bağ kurabilmesi, tekrar bir kızı var gibi hissedecek olması etkileyecek muhtemelen bizi.
Ellie hakkında da bu şekilde birkaç hatıra ve hikaye edindiğimizde “fiziksel olarak benzemiyor” soğukluğunu atlatacağımızı düşünüyorum.
Bir de kaliteli bir oyun hikayesi HBO’nun bu titizliği ve bu cast ile zaten tutacaktı muhtemelen ama insanlığın yaşadığı bu Covid belasından sonra ekstra bir içine alacak, ekstra bir gerçekçi gelecek bu dizi. Ve daha da muhteşemleşecek.
Peki ya sen sevgili Gustavo Santaolalla? O nasıl bir tıngırdatma? O nasıl bir soundtrack? Müzik her duyulduğunda gerçekten hurdaya dönmüş arabaların, yosun tutmuş caddelerin ve ve yamulmuş boş gökdelenlerin arasında yavaşça yürüyorum elim tetikte. Muhteşem.
Biliyorum henüz ilk bölümden çok yükseldim. Ama örümcek hislerime güvenin siz benim. Hanımlar beyler bir kült yapım bir kilometre taşı ile karşı karşıyayız.
Bu arada bu “Chernobyl’in yaratıcıları” kim asla bilmiyorum. Ama umarım daha fazla şey yaratırlar. İkide iki gidiyorlar şimdilik.
Arkanıza yaslanınız ve izleyiniz.
Galeriye Google görsellerinden ziyade Midjourney'de hazırladığım The Last of Us görsellerini ekliyorum. Dizi sahnesi değildir. Ve görseller hoşunuza giderse bu tarz paylaşımlar yaptığım Midwonders Instagram hesabını takip ederseniz çok mutlu olurum.